27 Şubat 2011 Pazar

benim oscarım

Ben bu filmlerin çoğunu izledim. Bazılarına bayıldım, bazılarını da izlerken bu ne lan kim izler bunu diye düşünmekten kendimi alamadım. Bu şartlar altında  bende kendi oscarlarımı vermek istedim. Tahminlerimle oscarlarım çok farklı. Sonuçta benim sevdiklerimden çok farklı olucak tabi. Ama paylaşmak istedim. En iyi orijinal şarkı dalında nickimi aldığım film olan Country Strong'a torpil yaptım bunu da itiraf ediyorum.

En iyi film: Inception

En iyi Kadın 
oyuncu: Natalie Portman (Black Swan)

En iyi Yardımcı Kadın oyuncu: Helena Bonham Carter (The King’s Speech) 

En İyi Erkek Oyuncu: Colin Firth for The King’s Speech

En iyi Yardımcı Erkek oyuncu: Mark Ruffalo (The Kids Are All Right)

En iyi Yönetmen: Tom Hooper (The King’s Speech)

En İyi Özgün Senaryo: The Kids Are All Right: Lisa Cholodenko, Stuart Blumberg 

En İyi Uyarlama Senaryo: The Social Network: Aaron Sorkin

En İyi Animasyon: Toy Story 3 

En İyi Kurgu: Black Swan: Andrew Weisblum 

En İyi Sanat Yönetmenliği: Alice in Wonderland: Robert Stromberg , Karen O’Hara 

En İyi Kostüm: Alice in Wonderland, Colleen Atwood 

En İyi Orijinal Şarkı: Coming Home (Country Strong) 

En İyi Görsel Efekt: Harry Potter



23 Şubat 2011 Çarşamba

Hello Ankara ne var ne yok orda

    Ben bi Ankaralıyım hatta annesi ve babası boşanma dönemi çok uzun sürmüş ve bu uzun süreyi eşeği "saldım çayıra" tarzında yaşamış ve gerek yaz okulları gerek, değiştirdiğim okullar ve tanıştığım onlarca ortamım dışı insanlar sayesinde gereksiz olduğu kadar hatrı sayılır çoklukta insanla tanışmış bir Ankaralıyım. Bu kör olası Ankara bilirsinizki çok bayıktır. Aman hadi kalkıp bi yere gidelim dediğinizde seçenekler o kadar dardırki. Onlarca alışveriş merkezi varken açık havada vakit geçirmek istersen boku yedin. Bi Kızılay var (allah düşmanımı oraya gitmek zorunda bırakmasın ) her adımda sivilceli yağlı saçlı ölümüne göz kalemi çekmiş bir liseli kız ya da saçlarını dikmiş pantolununu çatalının altına kadar indirmiş bir apaçiyle karşılaşırsınız. Bu kızılayımızda her adım başı dershane vardır dolayısıyla aynı zamanda ergenlermizin çiftleşme mekanıdır. İkinci bir yer olarak Tunalıhilmi vardır işte orası candır ciğerdir. Her Türlü insanı bünyesinde barndırır. (Bestekar vs. Filistin) Buluşmaların %80'i burada gerçekleşir. Bu nedenle bu kısıtlı ortamda gezmek, içmek, dağıtmak isteyen bütün gençler oraya akın eder inanılmaz bir insan kalabalığı olur ve herkes bir şekilde orda birbiriyle tanışır. Tanışamayanlar göz aşinalığı kazanır. Bi de Park cad. var tabi. Ama kendisi cehennemin en ücra köşesi diye nitelendirebilceğimiz bir yerde olduğundan henüz tam olarak patlamamış ama buna rağmen paranın gözüne gözüne vuran mekanları barındıran nadide bir caddemizdir.
   Tabi haliyle elimizdeki ortam böyle kısıtlı olunca entrikalar kaçınılmaz oluyo. Zaten ben anlamadım bi dengesizlik var cidden erkek sayısı kız sayısına göre ciddi az. Her erkeğe en az 3 kız düşüyo ( 100 yıl içinde erkek nüfüsu çok düşcek dünya lezbiyenlerin mekanı olcak diyolar ya o doğru bakın etrafınıza ) Ne diyoduk ha. Öle bi ortam varki herkes kime sarcağını şaşırmış durumda. Hatunlarda sürekli adam tavlamak için türlü türlü oyunlar, masum kız tavırları. Bu adamların götü kalkmasında kiminki kalksın sorarım size hepsinde bi havalar "şimdi bunu kafesledim yarında kankasıla çıkıyımda görsüm orospular muhohohoooyy" diyaloglarına hiçbirimiz uzak diiliz. Ben hiç kimse tanımıyorumki etrafımda yalansız düzgün adam/kız diyiyim. Yok yani. Bende bu bok kafalardan biriyim. Herkes birbirini boynuzluyo, ağzına sıçıyo, satıyo, yalan söylüyo. Bu dünyadaki bütün insanlarda var ama Ankarada gerçekten çok farklı bi boyutta bu. Kısıtlı ortam kısıtlı mekan kısıtlı insan. Herkes bi arada olmaya sürekli mecbur. Hangi çocukluğu kapaklasan illaki bi bokluk çıkar ya arkadaşının eski sevgilisi çıkar ya arkadaşının kankasının kuzeninin büyük aşkı. Her türlü bi çekişme ortamı oluşur. Bi cumartesi gecesi dışarı çıktığında 30un üstünde tanıdık yüz görmeden eve döndüğün oldu mu hiç? Eger cevabın olduysa benimde sana cevabım "çok eziksin dostum" olur çünkü imkansızı başarmış olursun be arkadaş.

Hadi biraz da Ankaralı ünlülerimize bakalım bir kaçını yorumlayalım


Pelin Karahan, bildiğiniz üzere Kavak yellerinde bütün oyuncuları elden geçiren Aslı karakterini oynuyo.



Deniz Çakır'a bakalım. Kadın İsterse olsun Yaprak Dökümü olsun Hatun kötülüğün kitabını yazdı. Hatta üstüne ödülde aldı. En sevilen kötü kadınlardan seçildi ve daha bi sürü şey. Zorlandı mı kötüyü oynarken hiç sanmıyorum.




Bekir Aksoy: Akasya Durağı, Doktorlar ve Türk Malı dizilerinden hatırlıycağımız Bekir Aksoy'un 42 yaşında olduğuna hala inanmak istemeyenlerdenim. Kendisi son derece çapkın bir insandır her yaz kendisinin onlarca farklı kızla görüntülerini görürüz televizyonda. Kendisi tartışmasız onlarca canlar yakmış uğruna entrikalar çevrilmiş bir Ankaralıdır.



Ceyda Ateşi tanıdınız di mi? Adını Feriha Koydum'un kötü kızı. Daha önce kendisini Çılgın dershanede Kavak yellerinde vs. hep kötü kız olarak gördük. Bi ara Nihat Doğanla birlikte olan iyi kızı oynamayı beceremeyen (bknz. cennet mahallesi) bir arkadaşımızdır. Sevgiyle anıyoruz




Engin Akyürek - Beren Saat


Zerrin Özer




Mashar Alanson



Vehbi Koç




Evrim Akın



Bedük



Cansu Dere - Kenan İmırzalıoğlu



Binnur Kaya 





Özgür Çevik



Güneri Civaoğlu




 Nil Karaibrahimgil




Özcan Deniz



Zeynep Tokuş


Mercan



Vural Çelik

22 Şubat 2011 Salı

blablabla

 İki gün önce "ay saçlarınaa bak kızın iğranççç yağlı da öğğhh renge bak" diye arkasından konuştuğum kızın bana gelip saçların çok güzel gözüküyo demesi evrenin bana sen tam bir kötü kalpli kaltaksın deme şekli evet evet kesinlikle aynen öle. Vicdan azabı çektim zaten saçlarım çok güzel diil çok fazla ve çok uzunlar gölgelerimde aktı zaten. Çirkin saçlı ve mutsuzum.

ara beni öptüm seni seni

Annem doktor mu telekız mı belli diil psikolojim alt üst oldu sürekli iğrenç bir telefon sesii sonra alooğğğğğğ die bilekbörisini eline alıor devamnda saatlerce süren konuşmalar sanki başka bi dil konşuolar bi bok anlasam içim yanmıycak evin içinde bi dış ses var sürekli beni cinnetlere sürükleyen. Zaten küçükken annem telefonda konuşurken gizli bi dilleri var onu konşuo arkadaşlarıyla sanıodum. Hep içimde uktedir o konuşulanları anlamak nese canlarım aile hekiminizi araayıın piliiss bizi aramayın çıldırcam çnkü aile hekiminizi öğrenmek için;

Bir bir bir sekiiğiiiz bir sekiğiiizz alemi alarak biğzz sesine kulak verin arayın öğrenin!


kaltakların efendisine

Ben bazı kızların bakışlarında nefret görüyorum, kıskançlık görüyorum, yapmacıklık görüyorum. Evet kaltak bu yazıyı sana yazıyorum umarım bu yazıyı okuyup ne bok bişey olduğunu anlarsın dostum bu kızın ben para harcadığına bile şahit olmadım öle bi numarasda var bizim kaltakların efendisinin bi de bi insan hep mi dört ayak üstüne düşer ay nefret ediyorum alaaaammmm sen ban sabır ver şu kaltağa sabretmek zorunda kalmıyım o mıymıntı haller o tavırlar o özgüven ıyyy ıyy.Zorunlu kankalıkta bi yere kadar beee